
Gözaltı Var, Gerekçe Yok!
ABD‘de yaşanan olay, ifade özgürlüğü ve hukuk devleti ilkeleri açısından büyük tartışma başlattı. Tufts Üniversitesi‘nde doktora eğitimi gören Rümeysa Öztürk, Filistin’e destek verdiği iddiasıyla gözaltına alındı. Ancak gözaltına alınmasının üzerinden haftalar geçmesine rağmen ABD hükümeti herhangi bir gerekçe sunamadı.
New York’taki temyiz mahkemesinde görülen duruşmada, hükümeti temsil eden avukatlar, gözaltı sürecinin neden başladığına ilişkin net bir açıklama yapmaktan kaçındı. Sadece “Göçmenlik mahkemeleri yetkilidir” savunmasına sığındılar. Bu durum, mahkemede bile şaşkınlıkla karşılandı.
Üniversite Gazetesine Yazdı, Hayatı Değişti
Öztürk’ün tek “suçu”, üniversite gazetesinde Filistin lehine bir yazı kaleme almak. Ne şiddet çağrısı yaptı, ne yasa dışı bir örgütle bağlantısı bulundu. Ancak bu yazı sonrasında vizesi iptal edildi, 6 maskeli ICE ajanı tarafından sokakta gözaltına alındı.
Bu olay, sadece Öztürk’ün değil, ABD’deki yüzlerce uluslararası öğrencinin de endişelenmesine neden oldu. Özellikle Filistin meselesinde taraf olan yabancı öğrencilerin hedefe konulduğu belirtiliyor.
Rektörden Sert Tepki: “Üniversite Felç Oldu”
Tufts Üniversitesi Rektörü Sunil Kumar, mahkemeye sunduğu ifadede olayın kurumda şok etkisi yarattığını belirtti. “Bu tutuklama bizim uluslararası topluluğumuzu derinden sarstı,” diyen Kumar, öğrencilerinin özgürce fikirlerini ifade edememesi halinde akademik bir ortamdan söz edilemeyeceğini vurguladı.
Rektörün açıklamaları sonrası birçok üniversite yönetimi de konuya dahil oldu ve benzer uygulamaların yaygınlaşmasından endişe ettiklerini açıkladı.
Aktivistlerden Sokakta Büyük Tepki
Duruşma günü mahkeme binası önünde toplanan onlarca aktivist “Rümeysa’yı serbest bırak” sloganları attı. Ellerindeki pankartlarla ABD’nin göçmenlik politikalarını ve ifade özgürlüğüne yönelik baskıcı yaklaşımını protesto ettiler.
Ayrıca Filistin’e destek veren öğrencilere yönelik sistematik baskıların giderek arttığını belirten göstericiler, bu durumun anayasal haklara açıkça aykırı olduğunu savundu.

ABD Hükümeti Sessizliğini Koruyor
Mahkeme önünde konuşan Öztürk’ün avukatı Esha Bhandari, “Hükümet, müvekkilimin neden gözaltına alındığını bir kez bile açıklayamadı,” dedi. Duruşmada savunma için defalarca fırsat verilmesine rağmen hükümet kanadından somut bir yanıt alınamadı.
Ayrıca Bhandari, vize iptaline gerekçe gösterilen herhangi bir resmi evrak veya işlem sunulmadığını da belirtti.
300 Öğrenci Listede: Sırada Kim Var?
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio‘nun açıklamaları, yaşananların sistematik olduğunu ortaya koydu. “Hamas destekçisi” olmakla suçladığı 300’den fazla yabancı öğrencinin vizelerinin iptal edildiğini duyurdu. Bu açıklama, vizesi iptal edilen öğrencilerin fikirlerinden dolayı mı yoksa gerçekten bir güvenlik tehdidi oldukları için mi hedef alındıkları sorusunu gündeme getirdi.
Rubio’nun sözleri, özellikle üniversite çevrelerinde büyük tepki çekti. Eğitim hakkı ile siyasi düşüncenin bu kadar kolayca ayrımcılığa maruz kalması, Amerikan kamuoyunun da tepkisini çekiyor.

Mahkemeden Geçici Dur Dedi
Federal yargıç Denise Casper, Rümeysa Öztürk’ün sınır dışı edilmesini geçici olarak durdurdu. Bu karar, olayın hukuki yönlerinin ciddi şekilde tartışılacağı anlamına geliyor. Ancak bu süreçte Öztürk hâlâ gözaltında tutulmaya devam ediliyor.
Avukatları, 9 Mayıs’ta Vermont’ta yapılacak kefalet duruşmasının dönüm noktası olacağını belirtiyor. Eğer bu duruşmada da serbest bırakılmazsa, konunun uluslararası düzeye taşınması bekleniyor.
Hukuksuzluğa Uluslararası Tepki Büyüyor
Olay yalnızca ABD‘de değil, Türkiye başta olmak üzere birçok ülkede gündem oldu. İnsan hakları savunucuları ve göçmen örgütleri, yaşananları “modern cadı avı” olarak nitelendiriyor.
Öztürk’ün davası, ifade özgürlüğü, akademik bağımsızlık ve göçmen hakları açısından örnek bir dava haline gelmiş durumda. Sosyal medyada da geniş yankı uyandıran olay, #FreeRumeysa etiketiyle küresel bir harekete dönüştü.
