
Güney Asya’da Barut Fıçısı: Dünya Tetikte
Hindistan ve Pakistan arasında yıllardır süren gerilim, yeniden savaş alarmı verdirtti. Son gelişmelerde, Hindistan’ın Pakistan topraklarını hedef alan askeri operasyon başlatması dünya kamuoyunu endişeye sürükledi. Bu iki nükleer güç arasında olası bir çatışma, sadece bölgeyi değil, tüm gezegeni etkileyebilir.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, Hindistan’ın askeri girişimleri üzerine açıklama yaparak, yaşanan gelişmelerin ciddi sonuçlar doğurabileceği konusunda uyarıda bulundu. BM Sözcüsü Stephane Dujarric aracılığıyla yayımlanan mesajda, “Dünya Hindistan ve Pakistan arasında yeni bir savaşı taşıyamaz,” ifadesi dikkat çekti.
BM’den Sert Uyarı: “Savaş Olursa Tüm İnsanlık Kaybeder”
BM, her iki ülkeye de azami itidal çağrısında bulunurken, diplomasi kanallarının açık tutulması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, “Mevcut kriz büyürse, sonuçları tahmin edilemeyecek kadar yıkıcı olabilir” denildi. BM, daha önce de Keşmir eksenli gerilimlerde arabulucu rol üstlenmişti ancak bu kez durum çok daha kritik.
Uzmanlara göre, Hindistan’ın operasyonları sadece askeri değil, siyasi olarak da mesaj içeriyor. Modi hükümetinin milliyetçi politikaları, bölgedeki tansiyonu yükseltiyor. Pakistan ise bu saldırılara “yer ve zamanını kendisinin belirleyeceği” bir yanıtla karşılık vereceğini açıkladı.
Keşmir Yine Merkezde: Stratejik Hesaplaşma
Hindistan’ın hedef aldığı bölgelerden biri, tartışmalı Azad Keşmir. Bu bölge, iki ülke arasındaki tarihi anlaşmazlıkların merkezinde yer alıyor. Her iki ülke de Keşmir’in tamamında hak iddia ederken, orada yaşayan siviller yeniden savaş korkusuyla yaşıyor.
Pakistan Ordusu Sözcüsü Korgeneral Ahmed Şerif Chaudhry, saldırılara karşılık verileceğini açıkça ilan etti. Bu açıklama, gerilimin tırmanacağına dair endişeleri artırdı. Özellikle Azad Keşmir sınırındaki hareketlilik, yerel halkı tahliye etmeye zorladı.
Uluslararası Toplum Sessiz mi Kalacak?
Birçok ülke henüz sessizliğini korurken, BM’nin çıkışı krizin ciddiyetini gözler önüne serdi. Avrupa Birliği ve NATO’dan henüz resmi bir açıklama yapılmaması, bölge halklarında endişeyi artırıyor. Uzmanlar, bu sessizliğin Hindistan’ı daha agresif adımlar atmaya teşvik edebileceğini belirtiyor.
Bu noktada devreye girmesi gereken güçlerin başında ABD, Çin ve Rusya geliyor. Ancak üç ülke de kendi iç sorunlarına gömülmüş durumda. Bu da Güney Asya‘daki çatışmayı daha da kontrolsüz hale getirebilir.
Yeni Bir Savaş, Yeni Bir Küresel Kriz
Uzmanlar, iki nükleer gücün savaşması halinde sadece bölge değil, dünya ekonomisinin ve istikrarının da sarsılacağını belirtiyor. Enerji fiyatları artabilir, tedarik zincirleri bozulabilir ve küresel güvenlik dengesi ciddi biçimde değişebilir.
Ayrıca, bu savaşın yeni mülteci dalgalarına ve insani krizlere yol açabileceği ifade ediliyor. Sınır hattında yaşayan yüz binlerce insanın yaşamı, birkaç kararla tamamen değişebilir.
Barış İçin Zaman Daralıyor
Uluslararası diplomasi trafiği henüz başlamamışken, zamanın daraldığı ortada. BM’nin açıklaması, bir anlamda son uyarı niteliği taşıyor. Dünya liderleri daha fazla sessiz kalırsa, tarihe tanıklık etmekle kalmayabilir, bir felaketin parçası da olabiliriz.
Bu noktada her iki ülkenin de milliyetçi reflekslerini bir kenara bırakıp, barış masasına dönmeleri gerektiği vurgulanıyor. Aksi takdirde, bir ülkenin değil tüm dünyanın kaybedeceği bir süreç başlayabilir.
