
Türkiye, yıllardır süren savaşın yıktığı Suriye’de hayatı normale döndürmek için ezber bozan bir adım attı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, CNN Türk ekranlarında yaptığı açıklamayla gündeme bomba gibi düştü: “Üç ay içinde Kilis’ten Halep’e günlük 6 milyon metreküp gaz gönderiyoruz.” Bu hamle, yalnızca enerji tedariki değil; diplomatik, ekonomik ve insani boyutlarıyla da tarihî bir kırılma noktası olarak görülüyor.
Gaz boru hattının Türkiye sınırına kadar hazır olduğunu vurgulayan Bayraktar, “Altyapıyı Suriye tarafında hızla tamamlıyoruz” diyerek sürecin beklenenden de çabuk ilerlediğini kaydetti. Uzmanlar, Halep’teki gaz santralinin yeniden devreye girmesinin milyonlarca Suriyelinin elektriğe erişimini kolaylaştıracağını belirtiyor.
Türkiye‐Suriye enerji koridoru, ilk etapta yıllık 2 milyar metreküp seviyesine, ardından daha da yukarılara taşınacak. Bakanlığın planına göre bölgedeki elektrik açığı sadece gazla değil, Türkiye’den direkt hat üzerinden aktarılacak megavatlarla da kapatılacak.
Gaz Köprüsüyle Bölgesel Denge Değişiyor
Komşu ülkeye gönderilecek gaz, Ankara’nın “enerji diplomasisi” stratejisinin yeni halkası. Anlaşma, Türkiye’ye ihracat geliri sağlarken Suriye’nin kritik altyapısını ayağa kaldıracak. Enerji uzmanları, “Gaz akışı başladığında elektrik maliyetleri düşecek, jeneratör bağımlılığı azalacak” yorumunu yapıyor.
Günlük 6 milyon metreküp; Halep’te makinelerin, hastanelerin ve evlerin yeniden kesintisiz bir aydınlığa kavuşması demek. Ayrıca Türkiye sınırındaki ticaret kapılarında da ekonomik canlılık bekleniyor.
Halep’te Elektrik Devrimi Hazırlığı
Türkiye’den hâlihazırda 200 MW’e kadar elektrik iletimi gerçekleşiyor. Yeni planla kapasite 700–800 MW düzeyine çıkacak. Böylece Halep ve çevre illerde sanayi tesisleri tekrar üretime geçebilecek, tarımsal sulama projeleri hız kazanacak.
Bakan Bayraktar’ın ifadesiyle “Suriye’de jeneratör gürültüsü yerini şebeke elektriğine bırakacak.” Bu, savaş yorgunu halk için hayat kalitesinde dramatik bir iyileşme anlamına geliyor.
‘Normalleşme’ Hedefinde Enerjinin Rolü
Ankara, “Suriye’de hayatı normale döndürmek Türkiye için bir güvenlik meselesi” görüşünde. Enerji akışı, göç baskısını azaltma ve bölgesel istikrarı güçlendirme stratejisinin kilit taşı. Türk yetkililer, “Işık yanan evler göçü tersine çevirebilir” deyip insani boyuta dikkat çekiyor.
Suriye’nin yeni Enerji Bakanı da ilk yurtdışı ziyaretini Türkiye’ye yaparak 10 GW’lık arz açığını dile getirdi. Yerel kaynakların devreye girmesi kadar, dış destekle kurulan enerji köprüleri de ülkenin yeniden inşasında kritik olacak.
Türkiye’nin ihracat hamlesi, petrol ve gaz gelirlerini kaybetmiş Suriye ekonomisine soluk borusu açmayı hedefliyor. Uzmanlara göre gaz anlaşması, ileride ortak arama-üretim projelerinin de kapısını aralayabilir.
Halep’teki santralin yeniden çalışması, uluslararası yatırımcıların da dikkatini çekebilir. Elektrik kesintilerinin azalması, tekstilden gıdaya pek çok sektörde üretim zincirini ayağa kaldırabilecek.
Enerji koridorunun güvenliği ise Türk ve Suriyeli yetkililerin ortak sorumluluğunda. Hattı korumak için sınır hattında ilave önlemler planlanıyor; insansız hava araçları ve kara devriyeleri koordineli çalışacak.
Sonuç olarak, günlük milyonlarca metreküplük gaz akışı sadece boru hattına değil, umutlara da can verecek. Ankara, “enerjiyle barış” formülüyle bölgesel çekim gücünü artırırken, Suriyeliler uzun yıllar sonra 24 saat kesintisiz elektrik hayaline bir adım daha yaklaşıyor.
